Öncelikle ototrof ve heterotrof canlıların özelliklerine kısaca deyinelim ;

  • Ototrof canlılar , inorganik bileşikleri kullanarak organik bileşikler dediğimiz karmaşık ve uzun molekül zincirlerini üretebilen canlılardır. Diğer bir anlatımla bu canlılar, yaşamsal etkinliklerini sürdürebilmek için gereksinme duydukları tüm organik bileşikleri, doğrudan doğruya inorganik bileşikleri sentezleyerek elde ederler. Bu canlılar, karbondioksidi indirgeyerek organik bileşikler sentezlerken, işlemin kimyasal karakteri dolayısıyla enerjiye gereksinim duyarlar . Işık  büyük ölçüde güneş ışığı ya da kimyasal enerjidir.
  • Heterotrof canlılar,canlılık faaliyetlerini sürdürebilmek için gereksinim duydukları enerji,inorganik ve organik molekül ihtiyaçlarını dışarıdan karşılarlar. Heterotrof organizmalar beslenebilmek için dış ortama bağımlıdırlar.Bu sebeple dışarıdan aldıkları organik molekülleri sindirime uğratarak enerji ve yapısal inorganik molekül ihtiyaçlarını karşılarlar.

       HEM OTOTROF HEM HETEROTROF BİTKİLER (BÖCEKÇİL BİTKİLER )

  • Çoğu sıcak memleketlerde olmak üzere 500’e yakın türü bulunan bir bitki grubu.
  • Fotosentezle besin ürettikleri için ototrofturlar . (Işık enerjisini kullanarak glikoz  sentezlerler. )
  • Ancak yaşadıkları topraklarda yeterli azot olmadığı için (azotça fakir topraklar) bu ihtiyaçlarını böcek yiyerek karşılarlar. Böcek yedikleri için de heterotrofturlar.
  •   Böcek yeme olayında yakaladıkları böcekleri dışarıya saldıkları enzimleriyle proteinleri sindirir,sonra amino asitlerini  hücre içine alırlar. (Hücre dışı sindirim)
  • Böcekçil bitkilerde hücre içi sindirim de görülür.
  • Hücre içine aldıkları aminoasitleri kullanarak kendilerine gerekli olan proteinlerin sentezlenmesini sağlarlar.
  • Dış ortamdaki aminoasitleri hücre içine difüzyon ve aktif taşıma olayları ile alırlar.
  • Böcekçil bitkiler nişastayı ve gliserolü fotosentez ürününden (glikozdan)  sentezleyebilir .Ama aminoasitleri  böcek yiyerek elde ederler.

Bu nedenle dahiane böcek yakalama yöntemleri geliştirmişlerdir.Bu metodlar genelde aktif kapan ve pasif kapan olarak ikiye ayrılır.

1)AKTİF KAPAN

Bunlarda hızlı bir bitkisel devinim, avlanma işlemini tamamlar.İki gruba ayrılır.

A) Örtülen Kapanlılar

Ortalarından bir kaburga ile eş  şekilde ikiye ayrılmış yapraklılardır. İkiye açılan kapan avın üzerine kapanır. Batı yarım kürede buna örnek bir tür vardır: Dionaea muscipula (Venüs’ün sinek tuzağı).Aktif kapana en iyi örnek Venüs Sinek Kapanı’dır (Dionaea muscipula). Bu bitkinin kapan şeklinde yaprağı içine bir böcek girdiği zaman, kapan aniden kapanarak içindeki böceği hazmetmeye başlar. Böcek bir hafta içinde tamamen sindirilerek bitkinin besin ihtiyacı karşılanır. Böceğin bitkinin kapanına  cezbedilmesi için bitki aromalı bir nektar salgılar. Bu nektara kanan böcekler kapanın içine girdiklerinde kapan saniyenin otuzda biri bir hızla kapanarak böceği hapseder. Daha sonra bitki böceği hazmetmeye başlar ve bir hafta sonra geride böceğin sadece artıkları kalır.

bocek-kapan-bitkiler                             Tipule morte à l'intérieur d'une Dionea muscipula

 B) Kapı-Kapanlılar

Bunlar su bitkileridir, Utricularia (keseotu) türün bir örneğidir. Kapan kısmı şişkince, top gibi olup, tepesinde, açılan küçük bir kapağı vardır. Ağız kenarındaki kıllar su ile birlikte av’ı içeri alır, üzerine kapak kapanır, öğütülür.

utricpubes001                       utricularia_macrorhiza_bladders_lg

 

2)PASİF KAPAN

Bunlarda bitkisel devinim avlanmanın bir parçası olmaz . Bu gruba giren bitki gruplarına Sarracenia, Drosera, Nepenthes, Heliamphora, Pinguicula ve Drosaphyllum örnek gösterilebilir. Pasif kapanların iki ana türü mevcuttur.

A) Sinek Kâğıdı ve Yapışkan Kapanlar

Bunların en ilginçlerinden biri eski sinek kağıtları gibi yapraklarında yapışkan bir sıvı üreten bitkilerdir. Bu bitkilerin yaprakları şekerli ve yapışkan damlacıklar üretirler. Bu damlacıkları yemek için konan böcek yaprağa yapışır ve kurtulamaz. Daha sonra yaprak böceğin etrafını sararak böceği hazmeder. Bu tür bitkilere en iyi örnek Drosera’lardır. Drosera yaprakları avını sararak hazmettiği için hem aktif hem de pasif kapan özelliklerine sahiptir.

Drosera_capensis_bend                                     photo drosera.gif

      Drosera    

pinguicula-esseriana-0266                     images

Pinguicula

B) Sürahi kapanlar

Diğer ve daha yaygın bir pasif kapan türü de sürahi kapan denilen türdüu. Bu tür bitkilerde (Nepenthes, Sarracenia ve Heliamphora) bitkinin birçok sürahi şeklinde kapanı vardır. Bu kapanların içi sindirim enzimleri içeren su ile doludur. Kapanın etrafında salgılanan aromalı sıvıya kanan böcekler, daha çok bu cazip yemden yemek için yavaş yavaş kapanın içine doğru ilerlerler. Ancak kapanın içinde bulunan kıllar aşağı doğru uzadığından böcek kapana girer ama bir daha geri çıkamaz. Nihayet enzimli suda boğularak bitkiye yem olur.

Sarrecenia   indir (1)      Nepenthes    özg                Heliamphona         3038 pulchella akopan crop                                                                                         

                                    

Canlıları yakaladıkları organlarına göre  3’e ayrılır ;

1. — Borularıyla böcek tutanlar:  

Başlıca örneği Nepenthes (su ibriği) dir. Güney Asya ve Madagaskar adasındaki çok sıcak ormanlarda başka ağaçların dalları üzerine kök salarak yaşarlar. Yaprakları birer boruyu andırır, ucunda büyüklüğü bitkinin türüne göre 2-30 cm. arasında değişebilen ibrik biçimi bir kısım vardır. Bunun ağzında da bir kapakçık bulunur. İbriğe benzeyen kısım içinde özel bezlerin saldığı bir sıvı bulunur. Bu sıvıya zamanla yağmur suyu da karışır. Birçok böcekler buraya düşerek boğulurlar. Böcek kurtulmak için çabaladıkça salgı bezleri daha çok sıvı salar. Böylece, bitki böceklerin yapısındaki yumurta akı maddelerini kendinde sindirir. Böceğin hiçbir işe yaramıyan ölüsü de içeride kalır. Yaşlı yaprakların içi böcek ölüleriyle dolu olduğundan pis kokular çıkarırlar. Bu yapraklar zamanla düşer, yerlerine yenileri çıkar.

nefentes

2. — Yaprak ayalarıyla böcek yakalayanlar:

Başlıca örneği «diyonea» (sinekkapan) dır. Kuzey Amerika’nın doğu bölgelerinde bulunur. Geniş yaprak saplarının uçlarında iki parçalı birer aya vardır. Yaprak serbestken okunmak üzere açılmış bir kitabı andırır. Bunun kenarlarında kuvvetli dikenler vardır. Bir böcek yaprakların üstündeki üç tüyden birine dokununca yaprak, kapanan bir kitap gibi, kendiliğinden kapanıverir. Kenarlarındaki dikenler de birbirine kenetlendiğinden böcek bunun içinde hapsedilmiş olur. Yapraktaki özel bezlerin saldığı asitli bir sıvı böceği yavaş yavaş sindirir. Bu 9-35 gün kadar sürer. Böcek tamamen sindirildikten sonra yaprak yeniden açılır.

images (1)

3. — Bezleriyle böcek yakalayanlar:  

Başlıca örneği «drosera» dır. Avrupa’nın bataklıklarında yetişirler. Uzun saplı yaprakları tenis raketi biçimindedir. Yaprak ayasının üst yüzü hafif çukurdur. Üstünde birçok uzantılar bunların uç kısımlarında da salıcı hücreler (bezler) vardır. Onun için üzerlerinde her zaman yapışkan saydam bir su damlası bulunur. Bir böcek bu bitkiye konup yapışınca çabalamaya başlar. Bunun üzerine salgı artar, sonunda da küçük çıkıntılar yaprağın ortasına doğru kapanarak böceği orada hapsederler. Bir iki gün içinde böcek iyice sindirilmiş olur.

Drosera_spatulata_KansaiHabit

Etobur Bitkiler Niçin Var?

Canlılığın devam edebilmesi için, yeryüzündeki her canlı türünün özel bir görevi bulunmaktadır. Önemsiz olduğunu düşündüğümüz bir karasineğin bile, bazı bitkilerin tozlaşması, ölü organizmaların mekanik parçalanması ve diğer hayvanlara besin kaynağı olması gibi yararlı görevleri bulunmaktadır. Benzer şekilde, çoğumuzun yakın çevremizde görmekten hoşlanmadığı bir eşek dikeni bitkisi de, bazı omurgasızlar için beslenme, barınma ve korunma sağlamaktadır.

Yeryüzündeki her bitki türü, özel bir ekolojik ortamda evrimsel sürecini tamamlayarak günümüze kadar gelmiştir. Bitkiler, bu süreç içinde besin maddelerini temin edebilmek için birbirlerinden farklı beslenme yolları tercih etmişlerdir. Örneğin baklagiller (Fabaceae) familyasına dahil olan bitkiler, ihtiyaç duydukları azotun bir bölümünü topraktan alırlarken, önemli bir bölümünü de azot bağlayan bakteriler (Rhizobium) yardımıyla elde etmektedirler. Bu bitkiler, köklerindeki  yumrularda  barınan ve atmosferik azotu bağlayan bakterilerle bir arada evrimleşmişlerdir (koevolusyon).

Azotlu bileşiklerce zengin toprakları tercih eden ısırgan otu, ballıbaba ve banotu gibi bitkiler, evrim süreçlerini azotlu topraklarda tamamlamışlardır. Doğadaki madde döngüsünün yeterince tamamlanamadığı mineral maddeler bakımından fakir bataklıklar ile kireç oranı yüksek olan topraklarda evrimleşen etobur bitkiler ise azot, fosfor ve potasyum gibi ihtiyaçlarını toprak dışından temin etmek üzere farklılaşmışlardır.

 

Azotlu bileşiklerce zengin toprakları tercih eden ısırgan otu, ballı baba ve banotu gibi bitkiler, evrim süreçlerini azotlu topraklarda tamamlamışlardır

                      banotu _8_ Banotu                           indir (1)  Isırgan Otu

                                                                       beyaz-ballı-baba  Ballı Baba

 

KAYNAKÇA

http://www.msxlabs.org/forum/botanik/25971-etobur-bocekcil-bitkiler.html

http://aysesert.blogcu.com/hem-otorotrof-hem-heterotrof-ozellik-gesteren-bitkiler-bocekcil/11678727

http://www.biyolojidunyasi.net/carnivor.htm

http://hobibahcemiz.net/viewtopic.php?f=32&t=8761

Esen yayınları 10. sınıf biyoloji kitabı

Palme yayınları 10. sınıf biyoloji kitabı